Kuzey Kore son zamanlarda Güney Kore’yi ve hatta Dünya’yı tehdit etmesiyle sıkça gündeme geldi. Kuzey Kore gündeme gelince malumunuz üzere nükleer bombalarda hemen insanların akıllarından geçiveriyor. Ancak Kuzey Kore halkı nasıl yaşar, ne yapar, durumları nedir genelde pek bilinmez, pek konuşulmaz.
Aslında ülke hakkında çok detaylı bilgi yok. Sadece oraya bin bir zorlukla gidip gören gazetecilerin gözlemlerine dayanarak bazı bilgilere erişebiliyoruz. Kuzey Kore hakkındaki bilgilerin kısıtlı olmasının sebebi ise ülkenin tam bir kapalı kutu şeklinde yönetilmesi. İnsanlar çok küçük yaşlardan itibaren tamamen Devlet’in çizdiği bir ideoloji çerçevesinde yetiştirilerek her biri birer ideoloji neferi yapılıyor. Henüz yuvaya giden çocuklara yine Devlet’in öngördüğü ideolojik politika işleniyor ve bu dönemden itibaren ülkenin ünlü lideri Kim II Sung çocuklara “Baba” Sung olarak öğretiliyor. Kim II Sung’ın fotoğrafları ve sözleri ise ülkenin adeta her yerinde her kurumunda bulunuyor. Ülkedeki bu ideolojik yaklaşımı ise Kuzey Kore’ye gidebilmeyi başaran gazeteci-yazar Gürsel Göncü şöyle anlatıyor: “Ülkede gündelik hayatın her alanını ideoloji belirliyor, neredeyse ideoloji yiyip içiyorlar. Her yerde büyük liderin afişleri, sözleri, heykelleri var. Her şeyin üstüne ideolojik bir bulut çökmüş.” Bu sözler aslında işin sadece ufak kısmı. Zira Göncü, buna birçok örnek veriyor.
İnsanlar artık Devlet’in ideolojik neferleri olarak yetiştiğinden dolayı yeni nesil tamamen Devlet’e ait. Hiç kimse ideoloji çerçevesin dışına çıkmıyor. Çıkamıyor. Çünkü onlar için dünya sadece Kuzey Kore’den ibaret. Gittikleri başka ülke yok dolayısıyla başka yer bilmiyorlar ve dünyada olan bitenden de neredeyse bihaberler. İnsanların büyük çoğunluğu aynı Hristiyanlığın İsa düşüncesi gibi bir düşünceye sahip. Fakat Kuzey Kore’nin İsa’sı Kim II Sung. İçerisinde Budistler de olmasına karşın Kuzey Kore resmi olarak Ateist bir devlet. Aslında buda biraz önce anlattığım ideolojiden kaynaklanan bir şey.
Halk ve ekonomik birliktelik durumuna gelecek olur isek durumun aslında burada da hiç iyi olmadığını görüyoruz. Sovyetler’in dağılmasıyla birlikte ülke ekonomik olarak sıkışık durumda kaldı. Zira Sovyet döneminde Rus hükümeti ve Çin’den oldukça maddi yardım alıyorlardı. Günümüzde Kuzey Kore’ye Çin tarafından ara ara yardım edilmesine karşın K. Kore ekonomisini bir türlü istenilen seviyeye getiremiyor. Bunun sebeplerinden birisi ülke gelirinin büyük kısmının Dünya’nın en büyük ordularından olan Kuzey Kore ordusuna ayrılıyor olması. Bu durum ise zaten kısıtlı olan gelirin halka yansımasını önlüyor. Ülkeye dışarıdan mal girmesi yasak olmasından dolayı halk tamamen Devlet’in üretip kendisine verdikleriyle yetinmek zorunda kalıyor. Ayrıca halkın iş seçme şansıda yok. Çünkü ülkede özel teşebbüse izin verilmiyor ve sadece Devlet’in açtığı kurum ve şirketler bulunuyor. Ekmek, su, yemek malzemeleri gibi temel ihtiyaçlar halka karne ile ücretsiz veriliyor. Fakat sadece 3 kişilik bir ailenin ihtiyacını karşılabilen bu malzemelerin daha fazlasına ihtiyacı olanlar ise hayli yüksek paralar ödeyerek bu ihtiyaçlarını gidermek zorunda kalıyor.
Bu ideolojinin gereği olarak ise askerler hayatın her yerinde. En alakasız yerde bile insanları çevirip istedikleri gibi kontrol edebiliyorlar. Yine Türk bir gazeteci Kuzey Kore’ye girişinde bu gerçeği şu şekilde yaşadığını dehşetle anlatıyor: “İki yanında Güney Koreli askerlerin dizildiği geniş bir yoldan geçerken görevliler, Güney Kore topraklarını geride bıraktığımızı açıkladılar. Bu yol bittiğindeyse Kuzey Kore topraklarına giriyorduk. Müthiş bir heyecan… Kuzey Koreli askerleri elle göstermememiz, el sallamamamız ve gözlerine bakmamamız için uyarı yapılıyor sürekli… İlk görüntüler beklentileri aldatmıyor. Haki rengi formaları içinde zayıflıktan açlık sınırında olduğu görülen Koreli askerler; ellerinde tüfekleri, süngüleri Güney Kore’ye çevrilmiş bekliyorlar. Güney’den geldiğimiz için süngüler haliyle bize çevrili! Süngülerle yapılan bu “Kuzey Kore’ye Hoşgeldiniz” karşılaması kan dondurucu. İlk kontrol Goseong’a giden bu yol üzerinde yapıldı. İki Kuzey Koreli asker, bellerinden düşen üniformalarıyla otobüse girip sert bir yüz ifadesiyle yolcuları tek tek süzdü sonra da ellerinde yolcuların listesiyle birlikte uzaklaştı. İsimlerimizin yazıldığı listelerin onaylandığını otobüs hareket ettiğinde anladık. Derin bir nefes aldım…”
Görüleceği üzere Kuzey Kore halkının yaşamı bize çok uzak. Özgürlükten bahsetmeyi bırakın insanlar tamamen bir model üzerine yetiştiriliyor ve hepsi birbirinin aynı ideoloji neferleri halini alıyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen halktan hiçbir tepki gelmiyor veya gelse de bizim haberimiz olmuyor. Bir diğer ihtimalde ses çıkaracak olan potansiyel “Devlet düşmanları” bir şekilde ortadan kaldırılıyor. Aslında duruma bakılırsa halkın toptan bir şekilde ses çıkaramamasının en büyük sebebi K. Kore Devleti’nin “ideoloji neferi” programının başarıya ulaşması gibi görünüyor.
Ömer Can Talu
27.04.2013
Anahtar.Tv
Bir Cevap Yazın